Ana Sayfa
HRİSTİYANLIK HAKKINDA S.S.S
=> İncil değiştiridi mi?
=> İznik Konseyi’nde dört İncil mi seçildi
=> Son arınma ya da Araf
=> Kutsal Kitap tahrif edilmiş mi?
=> Kaç tane İncil var?
=> İsa Kimdir?
=> Asli Günah nedir?
=> Günah Çıkarma Ne Demektir
=> Papa'nın yanılmazlığı, Kilise'nin reisi olan Papa hata yapamazmış, böyle bir şey olabilir mi?
=> Hıristiyanlar resimlere ve heykellere mi tapı­yorlar?
=> Tevrat, Zebur ve İncil Değiştirildi mi?
=> Yahudiler ve Hıristiyanlar Kutsal Yazıları değiştirdiler mi?
=> İsa'nın Mesajı yalnızca İsrailoğulları için midir?
=> İncil Kimin İçin Yazıldı
HRİSTİYANLIK VE YAŞAM
İletişim
 

Asli Günah nedir?

ASLİ GÜNAH NEDİR?

Bir çok defa şunlar da soruluyor, ya da iddia ediliyor. Hı­ristiyan öğretisine göre her çocuk günahkar olarak dünyaya gelmekte ve Hıristiyanlar bunu Asli Günah ya ad İlk Günah olarak adlandırmaktadırlar. Fakat böyle bir şey olabilir mi? Hiç bir şey yapmamış ve de yapamamış yeni doğmuş olan masum bir bebek günahkar, suçlu olabilir mi?

Gerçekten, yeni doğmuş olan bir bebek günahkar olamaz. Çünkü hiç bir şey yapamaz ve vicdanı da hala uyanmamıştır. Asli Günah olarak nitelendirilen olgu genellikle günah olarak nitelendirdiğimiz olgu ile özdeş, demek ki aynı anlamda de­ğildir. Çünkü bu Asli Günah dediğimiz olgu bir suç unsurunu kapsamamaktadır. Halbuki gerçek bir günah daima bir suç içermektedir. Katolik Kilisesinin resmi öğretilerinin özetini içeren "Katolik Kilisesinin İlmihali" adlı eser (N. 405, Catec-hisme de L'Eglise Catholique, s. 91) bunu açıkça ifade etmek­tedir: "Asli Günah kişisel bir suçun mahiyetinde değildir".

Demek ki, aslında tam manası ile bir günah değildir. Ve ona "günah" denilirse de, bu terim bir eylemi değil bir duru­mu belirtmektedir.

O halde, neyi ifade eder bu Asli Günah terimi?

Bunu iki yaklaşım veya görüş açısı ile ele alabiliriz: biri antropolojiktir, diğeri ise Kutsal Kitaplara dayanmaktadır. Antropoloji ya da insanbilim bize şunu gösteriyor ki, her in­san, kendi iç dünyasında kendini Allah'ın isteklerine veya emirlerine ve genel ahlak ilkelerine ters düşen bir şekilde dav­ranmaya sevkeden ve az çok etkili olan dürtüler ve hevesler hissetmektedir.

Birçokları şuur altında kalan bu güçler çağdan çağa, insan­dan insana değişebilir; bazı toplumlar ya da insanlarda saf maddecilik, bencillik, zevküsefaya düşkünlük, açgözlülük ve cimrilik, gurur ve kibir vs. olabilir. Diğer toplumlarda ya da insanlarda daha çok üstünlük ve hükmetme, diğerleri kötüle­me eğilimi olabilir, vs. Ne olursa olsun, bu şer eğilimler da­ima mevcutdurlar. Hatta diyebiliriz ki, bu eğilimler sadece her bireyi değil, toplulukları bile istila edebilirler. Böyle bir du­rum birçok defa bitkinlik ve mutsuzluk hisleri uyandırabilir.

Daha önemlisi olarak, bu durumdan sorumlu olanı bulmak­tır. Bu durumun mesuliyetini bir kimseye yüklemek imkansız­dır. Demek ki, bir suçluyu bulmak olanaksızdır. Varoluşçu fi­lozoflar bireyin ve insanlığın bu olumsuz durumunu bazen çok acı bir şekilde algılayıp vurgulamışlardır; insanda ve hat­ta dünyada bir bozukluğun varolduğunu ileri sürmüşlerdir; bi­ri bile bu dünyamızın bir "kırık dünya" olduğunu söylemiş­tir. (G. Marcel). Bu olumsuz durum Kutsal Kitap tarafından "dünyanın günahı" olarak adlandırılır. Sonra da, ilahiyatçı­lar, Aziz Augustinus tarafından yaratılan "Asli Günah" (Peccatum Originis) deyimini kullanmaya başlamışlardır. Bu deyi­min daha doğru ve gerçekçi çevirisi "Menşeden Gelen Gü­nah" ya da "Menşenin Günahı" olurdu. Bu öğretinin kayna­ğı ve temeli Tevrat'ın ilk sayfalarında anlatılan olaylar ve son­ra da Aziz Pavlus'un yorumlarıdır. (Tekvin, 2,8-25:3,1-24: - Pavlus, Rom. 5,12-21) Tevrat'ın anlattıklarına göre Allah ilk Adamı (Adem) ve Havva'yı Eden denilen bir bahçeye yerleştirmiştir. Adem ve Havva tamamen masum, iyi ve kutsal, ilahi inayet­lerle donatılmış bir durumdaydılar. Bahçenin bütün meyvele­rinden faydalanacaklardı; ancak iyilik ve kötülük bilme ağa­cından yemeleri Allah tarafından yasaklanmıştı, yoksa öle­ceklerdi. Fakat yılan (Şeytan'ın simgesi) tarafından kandırıla­rak bu yasak meyveden yiyip ilk günahı işlemişlerdir. Bir ita­atsizlik ya da Allah'a karşı isyandan ibaret olan bu günahtan dolayı daha önce donatılmış oldukları inayet ve diğer imtiyaz­larını, asli iyiliğini ve ölümsüzlüğü ve özellikle Allah'la dost­luğunu kaybetmişler ve günah işlemeye eğilimine mazhar ol­maya mahkum olmuşlardır.

Adem ile Havva'nın soyundan gelenler (demek ki, bütün insanlar) aynı olumsuz durumda bulunacaklar ve bu durumda dünyaya geleceklerdir. Ve Asli Günah olarak adlandırılan ol­gu, insanların bulunduğu bu olumsuz durumdur; demek ki, gerçekten bir günah değildir, fakat bir günahın kötü sonuçla­rını belirtmektedir, demek ki, bir eylemden değil, bir durumdan ibarettir. Ve onu "günah" olarak nitelemek aslında bir ya7 nılgıdır: Çünkü bir günahı oluşturan en önemli unsurlardan biri, suç unsuru yoktur. Fakat yerleştirilmiş terimlerini değiş­tirmesi kolay bir teşebbüs değildir ve genellikle başarısızlığa mahkumdur.

Mesih İsa ise insanlığı bu olumsuz durumdan kurtaracak­tır. Günah ve ölüm bir insan yoluyla dünyaya girmiştir. Aynı şekilde de bir tek insan - demek ki Mesih İsa - sayesinde ve lütfuyla insanlar yine doğru kılınacak, aklanacaktır. Pavlus'un öğretisinin özeti bundan ibarettir. Aslında bu Asli Günah öğ­retisi sadece Mesih İsa tarafından gerçekleştirilen kurtuluş eserinin negatividir, ve kurtuluş eseri Asli Günahtan daha de­ğerli ve daha önemlidir.

Bir çok defa bu Asli Günah öğretisi yanlış bir şeklide an­latılıp yorumlanır. Ve bir çok kez de bu yanılgın kökü veya kaynağı bu Asli Günah deyimidir. Çünkü ilk bakışta, insanın gerçekten bir günah işlemiş olarak dünyaya geldiği izlenimini vermektedir.

Katolik Kilisesinin öğretilerine göre bu "günahkar" duru­mu insanın tabiatını tamamen ve köklü bir şekilde bozmamıştır; sadece insanın iradesi zayıflamış, önceki hassas mahiyeti­ni kaybetmiş, onun zekası da zayıflamıştır.

Protestanlara göre ise, Asli Günah insanın tabiatını tama­men mahvetmiştir; insanda iyi bir unsur kalmamıştır. Demek ki protestanların yorumu çok daha kötümserdir.

Birçok dinlerde buna benzer inançlar vardır; örneğin eski Babil dininde, İran'ın Mazdeizm denilen dininde vs... Ayrıca bir hadis'e göre, her insanın doğumu anında (Hz. İsa ve Mer­yem Ana hariç) şeytan ona dokunmaktadır ve bu dokunmanın neticesi olarak günah işleme eğilimi ona geçmektedir.


Bugün 2 ziyaretçi (4 klik) Ziyaretçi burdaydı!
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol